GÜNEŞ SİSTEMİ VE ÖTESİ (özet)

1. ÜNİTE GÜNEŞ SİSTEMİ VE ÖTESİ

1. BÖLÜM UZAY ARAŞTIRMALARI

1.1 Uzay Teknolojileri

Uzay teknolojisi, çeşitli araçlarla uzaya çıkılmasını sağlayan, uzayda ya­pılan araştırma sonuçlarını veya farklı uydu ve gezegenlerden elde edilen örnek maddeleri Dünya’ya ulaştıran teknolojidir.

Uzay teknolojisi sayesinde gezegenlerin çok önemli görüntülerini çeken uzay son­dası, haberleşme amaçlı kullanılan yapay uydular ve uzayda araştırma yapmak için uzay istasyonları yapılmıştır. Ayrıca uzay seyahatleri ve uyduları yörüngelere oturt­mak için uzay mekikleri ve uzayda giyinmek için özel tasarlanmış giysiler de yapılmıştır.

Gök bilimle ilgili araştırma ve deneyler yapan insanlı uydular uzay istasyonu adını alır.

Bilimsel araştırmalarda yoğun kullanılan araçlardan birisi de gök cisimlerini incelemek üzere gön­derilen robotik uzay aracı olan uzay sondalarıdır.

Uzayda bir gezegenin ya da başka bir gök cisminin çevresinde dönen herhangi bir nesneye uydu denir. Ay, Dünya’nın tek doğal uydusudur. Çeşitli amaçlarla Dünya’nın yörüngesine oturtulmuş yapay uydular da vardır.

Televizyon, radyo, telefon gibi iletişim araçlarını kullanmak için haberleşme uyduları, meteorolojik olay­ları gözlemlemek için meteoroloji uyduları, uzaydaki gök cisimlerini incelemek için astronomi uyduları ve askeri operasyonlarda istihbarat toplamak için casus uydular veya keşif uyduları kullanılır.

Aktif UydularPasif Uydular
Gözlem
Göktürk 1

Göktürk 2

Rasat

Bilsat
Haberleşme
Türksat 3A

Türksat 4A

Türksat 4B

Türksat 5A

Türksat 1B

Türksat 1C

Türksat 2A

1.2 Uzay Kirliliği

Uzay incelemeleri için gönderilen roketlerin zaman zaman patlamasıyla ortaya çıkan enkazlar uzaya yayılmıştır. Yörüngelere yerleştirilen uyduların da bir bölümünün ömrü tükenmiş ve bu eski uydular uzayda serbest olarak dolanmaya başlamıştır.

Tüm bu işe yaramayan roket parçaları, işlevini kaybetmiş yapay uydular, uzay aracı atıkları ve yakıt tankları Dünya’nın çevresinde bir hurda yığını oluşturmuş ve bu durum uzay kirliliğine sebep olmuştur. Uzay araçlarının yörüngelere en az kirlilik oluşturacak biçimde yerleştirilmesi, uzay kirliliğinin önlenmesine katkı sağlayacaktır.

Uzay kirliliğinin önlenmesi için belirtilen çözüm yollarından biri de ömrü tükenen uyduların ve diğer uzay aracı atıklarının Dünya’ya düşmelerinin sağlanmasıdır.

1.3 Teknoloji ve Uzay Araştırmaları

Uzay çalışmaları birçok yeni ürün bulunmasında önemli rol oynamaktadır. Uzay çalışmaları sırasında alüminyum folyo, diş teli, günlük hayatımızı kolaylaştıran teflon, uzayda kullanılan tükenmez kalem gibi araç ve gereçler; uzay mekikleri, uzay istasyonları, yapay uydular ve özel tasarlanmış giysiler üretilmiştir.

UZAY TEKNOLOJİSİ ÜRÜN ÖRNEKLERİ:

1.4 Teleskop

Teleskop, gök cisimlerinden gelen ışığı toplayıp odaklayarak onların gözlemlenebileceği görüntüler elde edilmesini sağlayan

bir alettir.

Gök cisimlerinden gelen ışınların bir noktada odaklanıp gök cisimlerinin daha büyük ve parlak görünmesini sağlayan teleskoplar beş sınıfa ayrılır:

1- Optik teleskoplar ( Aynalı ve Mercekli Teleskoplar)

2- Radyo teleskopları

3- X-ışını teleskopları

4- Kızılötesi ışını teleskopları

5- Gama ışını teleskopları

G.Galileo gökyüzünü gözlemleyebilecek ilk teleskobu yapmıştır.

1990 yılında Dünya yörüngesine yerleştirilen Hubble uzay teleskobu uzay hakkında daha net bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır.

Sabit teleskoplar kullanılarak uzay gözlemlerinin yapıldığı yerlere rasathane (gözlemevi) denir.

Teleskobun bulunduğu yer çevresel ışık kaynaklarına ne kadar uzak ise gözlemlediğimiz alandan teleskoba o kadar çok ışık ulaşır. Gözlem yapacağımız yer, uzaydan alacağımız görüntüleri olumsuz yönde etkileyebilecek çeşitli ışık kaynaklarından uzak olmalıdır. Bu sebeple gözlemevleri kent merkezlerinden uzağa kurulmaktadır.

2. BÖLÜM GÜNEŞ SİSTEMİ ÖTESİ: GÖK CİSİMLERİ

2.1 Bulutsu (Nebula)

Uzayda gaz atomları ve toz parçacıkları belirli bölgelerde yoğunlaşmış olarak bulunur. Bu oluşumlara bulutsu (nebula) adı verilir. Bulutsular uzayda yıldızların oluşumunun gerçekleştiği alanlardır.

Bazı bulutsular parlak, bazı bulutsular karanlık gözlemlenir. Orion Bulutsusu ve Kelebek Bulutsusu, parlak bulutsuya örnektir. Gökyüzündeki en parlak bulutsu Orion Bulutsusu olup Dünya’ya en yakın yıldız oluşum bölgesidir.

Atbaşı Bulutsusu karanlık olarak gözlemlenen bulutsuya örnektir. Uzayda gözlemlenmiş en büyük bulutsulardan biri Tarantula Bulutsusu’dur.

Yıldız Oluşum Süreci

Bir yıldızın oluşumu bulutsu içindeki patlamalarla başlar. Bulutsu, bu patlamalar sonucunda çöker.

Çöken bölge ısınır ve daha küçük parçalara bölünür. Her bir bulutsu parçası bir ön yıldızı ve sonrasında da yıldızı oluşturur.

Yıldızların ömrü kütleleri ile ters orantılıdır.

Yani büyük kütleli yıldızlar daha az, küçük kütleli yıldızlar daha uzun süre yaşar. Enerjisi iyice azalan yıldız, bir süre sonra aniden çöker ve yıldızın dış katmanlarındaki maddeler uzaya savrulur. Böylece yıldız ölür.

Büyük Kütleli Yıldızlar

Başlangıç kütlesi Güneş’in kütlesinden fazla olan yıldızlar süpernova patlaması ile ömrünü tamamlar. Bu yıldızlardan geriye nötron yıldızları veya kara delikler kalır. Kütle çekimi kendi yakınındaki her türlü maddeyi hatta ışığı bile çekecek güçte olan uzay parçalarına kara delik denir.

Küçük Kütleli Yıldızlar

Başlangıç kütlesi Güneş’in kütlesinden az olan yıldızlar, gezegenimsi bulutsu olarak ömrünü tamamlar. Yıldızdan geriye demir ve karbon yığını olan bir beyaz cüce kalır.

2.2 Yıldızlar

Yıldızlar, bulutsu olarak adlandırılan, sıcaklığı yüksek gaz ve toz parçalarının bir araya gelip sıkışmaları sonucu oluşmuş gök cisimleridir.

Tüm yıldızlar, Güneş gibi ısı ve ışık kaynağıdırlar. Fakat yıldızların yaydığı ışığın rengi ve parlak- lığı birbirinden farklıdır. Bunun temel sebebi yıldızların sıcaklıklarının birbirinden farklı oluşudur. Sıcak yıldızlar mavi veya beyaz olarak algılanırken orta sıcaklıktaki yıldızlar sarı, soğuk yıldızlar ise kırmızı renkte gözlemlenir.

Dünya’dan bakıldığında grup hâlinde görülen yıldızlar topluluğuna takımyıldız denir.

Büyükayı, Küçükayı, Ejderha, Kuzey Tacı, Başak, Çoban ve Orion (Avcı) bilinen takımyıldızlardan bazılarıdır.

Yıldızlar arası mesafe çok fazla olduğundan kilometre kavramının yerini ışık yılı kavramı alır. Işık yılı bir uzunluk birimidir ve 1 ışık yılı uzaklık, ışığın 1 yılda aldığı yol kadardır.

2.3 Galaksiler

Milyonlarca yıldız, bulutsu ve gaz bulutlarından oluşmuş sistemlere gök ada (galaksi) adı verilir.

Güneş sistemi, Samanyolu Galaksisi’nde yer alır.

Şekil bakımından dört tür galaksi vardır: sarmal galaksi, çubuklu sarmal galaksi, eliptik galaksi ve düzensiz galaksi.

Sarmal Galaksiler

Evrendeki galaksilerin büyük kısmı bu tür galaksilerden meydana gelir. Sarmal galaksilerin çevresinde, merkezinden dışa doğru uzanan parlak kollar mevcuttur. Galaksinin merkezinde yaşlı yıldızlar, kollarda ise daha genç yıldızlar bulunur. Samanyolu ve Andromeda Galaksisi, sarmal galaksilere örnektir.

Çubuklu Sarmal Galaksiler

Bu galaksiler biçim olarak sarmal galaksilere benzer. Sarmal galaksiden farklı olarak merkezlerinde ince uzun bir çubuk şekli görülür. Galaksinin sarmal kolları bu çubuğun uçlarından başlar.

Eliptik Galaksiler

Eliptik galaksiler genel olarak küçük yapıdadır. Bu galaksilerde yıldızlar arası gaz ve toz bulutları azdır. Ayrıca yeni yıldız oluşma oranı da oldukça düşüktür.

Düzensiz Galaksiler

Bu galaksiler belli bir biçime sahip olmadığından düzensiz galaksi olarak adlandırılır. Bu tür galaksilerin, önceden sarmal ve eliptik galaksi oldukları sanılmaktaydı. Bu galaksilerin sonradan çeşitli kuvvetlerin etkisiyle düzensiz hale geldikleri anlaşılmıştır.

İçerisinde galaksilerin, gezegenlerin, yıldızların, meteorların, kuyruklu yıldızların vb. bütün gök cisimlerinin ve Dünya’nın bulunduğu yapıya evren denir. Uzay, evrenin Dünya dışında kalan bölümüdür. Evrenin oluşumu ile ilgili bilim insanları farklı görüşlere sahiptir. Günümüzde evrenin oluşumu Büyük Patlama (Big Bang) teorisi ile açıklanmaktadır. Bu teoriye göre evren büyük bir patlamadan sonra bugünkü şeklini almıştır.