İNDİR
MADDE DÖNGÜLERİ
Madde Döngüleri Konu Özeti 2
Bir ekosistemde yaşayan canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmeleri için su, karbon, oksijen, azot vb. maddelere ihtiyaçları vardır. Fakat bu maddelerin kullanıldığı kadar da üretilmesi gerekir. Su, karbon, oksijen ve azot gibi maddelerin ekosistemdeki canlılar ve bu canlıların yaşadıkları çevre arasındaki dolanımına madde döngüsü adı verilir.
Su Döngüsü
Yağmur, kar ve dolu gibi yağış şekilleriyle yeryüzüne yağan suyun bir kısmı topraktan süzülerek yer altı sularını; bir kısmı ise göl, deniz ve okyanus gibi yer üstü sularını oluşturur. Yeryüzündeki su, sıcaklığın etkisiyle buharlaştığında atmosferdeki su buharı miktarı artar. Hava sıcaklığı düştüğünde ise su buharı, değişik yağış şekilleriyle yeryüzüne geri döner. Suyun yerküre ile atmosfer arasındaki dolanımına su döngüsü adı verilir. Buharlaşma ve yoğunlaşma olayları su döngüsünün gerçekleşmesinde etkilidir.
Karbon ve Oksijen Döngüsü
Aşağıdaki şemada görüldüğü gibi doğada karbon ve oksijen döngüsü birbiriyle ilişkilidir. Atmosferde karbon elementi karbondioksit, oksijen elementi ise hem karbondioksit hem oksijen gazının yapısında bulunur. Organik bileşiklerin ve fosil yakıtların yapısında da karbon vardır. Fosil yakıtların yanması sonucu karbondioksit gazı oluşur ve bu gaz atmosfere karışır. Karbondioksit gazının yapısındaki karbon, fosil yakıtların yapısındaki karbondur. Üretici canlılar ışık varlığında havadaki karbondioksidi fotosentez yapmak için kullanır. Böylece karbondioksidin yapısındaki karbon, glikoza geçer. Üretilen besin, besin zinciri yoluyla ekosistemdeki canlıların enerji ihtiyacını karşılar. Glikozdan oksijenli solunumla enerji elde edilirken glikozun yapısındaki karbon, karbondiokside dönüşür. Karbondioksit gazı atmosfere karışır. Canlı atıklarının ve ölen organizmaların yapısındaki karbonun bir kısmı ayrıştırıcı canlılar tarafından karbondioksit gazına dönüştürülür. Böylece canlıların yapısındaki karbon, karbondioksit gazı olarak atmosfere karışır.
Milyonlarca yıl önce bataklık alanlarda toplanan bazı bitki atıkları, çeşitli etkiler sonucunda yerkürenin derinliklerine hava almayacak şekilde gömülmüştür. Bitkilerin yapısındaki bazı bakterilerin karbondioksit gazı üretmesiyle bitki atıkları, bir fosil yakıt olan kömüre dönüşmüştür. Bu olayın gerçekleşmesi milyonlarca yıl sürmüştür. Bu örnekte olduğu gibi canlıların yapısındaki karbon, fosil yakıtların yapısındaki karbona dönüşebilir.
Havanın yaklaşık %21’i oksijendir. Oksijenli solunum yapan canlılar besinlerden enerji elde ederken havadaki oksijenden yararlanır. Bu canlıların oksijenli solunum sonucunda ürettikleri karbondioksit ise havaya karışır. Üretici canlılar fotosentez yaparken karbondioksidi kullanır. Fotosentez sonucu açığa çıkan oksijen gazı, oksijenli solunum ve yanma olaylarının gerçekleşmesi için kullanılır.
Azot Döngüsü
Proteinler hücrelerin temel yapı taşıdır. Proteinler olmasaydı canlılık olmazdı. Proteinlerin yapısını oluşturan maddelerden biri olan azot, atmosferde %78 oranında bulunur. Ancak atmosferde bulunan azot gazı, bitkiler ve hayvanlar tarafından doğrudan kullanılamaz. Azot gazının canlılara yararlı hâle gelmesi için azotlu bileşiklere dönüştürülmesi gerekir. Azot gazı, yıldırım ve şimşek olaylarıyla toprağa geçer. Baklagillerin (bezelye, fasulye, nohut, mercimek…) köklerinde bulunan bazı bakteriler, bu bitkilerin protein ihtiyacını karşılamaları için toprakta bulunan azotu bitkiye aktarır. Bitkilerin yapısına geçen azot, besin zinciri ile diğer canlılara aktarılır. Ayrıştırıcılar, canlı atıklarını ve ölen organizmaların yapısındaki proteinleri parçalayarak azotlu bileşiklere ve azot gazına dönüştürür. Böylece azot, tekrar bitkilerin yapısına, dolayısıyla besin zincirine katılır.
MADDE DÖNGÜLERİNİN YAŞAM AÇISINDAN ÖNEMİ
Yeryüzünde canlıların yaşamsal faaliyet- lerini devam ettirmeleri için gerekli olan besin, hava ve su gibi kaynaklar sınırlıdır. Bu kaynaklar yalnızca bir kez kullanılsaydı çoktan tükenmiş olurdu. Madde döngüleri, bu kaynakların tekrar tekrar kullanılmasını ve canlılık faaliyetlerinin devam etmesini sağlar. Su döngüsü olmasaydı havadaki su buharı yoğunlaşarak su şeklinde yeryüzüne yağmayacak ve su kaynaklarındaki su, kısa zamanda tükenecekti. Su buharlaşmadığında ise havadaki su buharı miktarı azalacak ve bulutlar oluşmayacaktı. Bu durumda yağmur yağmayacak ve su kaynaklarından uzak bölgelerdeki canlılar su ihtiyaçlarını karşılayamayacaktı.
Atmosferdeki karbondioksit miktarı; yanma olayı, oksijenli solunum, ayrıştırıcıların canlı atıklarını ve ölü organizmaları ayrıştırması sonucu artar. Fotosentez, atmosferdeki karbondioksit miktarını azaltır. Eğer karbon ve oksijen döngüsü olmasaydı atmosferdeki karbondioksit fazlalığından canlılığın sonu gelirdi. Tam tersi yani atmosferdeki karbondioksit miktarı az olsaydı üretici canlılar fotosentez yapamayacaktı. Bu durumda önce üretici canlıların ardından da doğrudan veya dolaylı olarak üretici canlılarla beslenen tüketici canlıların yaşamı sona erecekti. Bir süre sonra ayrıştırıcı canlılar da besin bulamayacak ve yeryüzünde yaşam olmayacaktı.
Su döngüsü olmasaydı su kaynakları kururdu.
Saçlarımızın ve tırnaklarımızın yapısını oluşturan keratinin, kanda oksijen molekülünün taşınmasından sorumlu olan hemoglobinin, vücudumuzu bakteri ve virüslere karşı koruyan antikorların yapısında protein bulunur. Azot döngüsü olmasaydı proteinler oluşmaz ve bu canlılık faaliyetlerinin hiçbiri gerçekleşmezdi.
Yıldırım düşmesi azot döngüsünde etkilidir.
Madde Döngüleri Konu Özeti 2