İKİNCİ BÖLÜM
Teslanın kendine has mucidliği ve deneysiz icad yolu
Bir kimse henüz ham olan tasarısıyla bir araç oluşturmaya kalkarsa, kaçınılmazlıkla zihni aracın detaylarının düşünülmesiyle işgal edilecektir. Bu kimsenin, aracın geliştirilmesi ve yeniden yapılması sürecinde konsantrasyonu azalacak ve temel ilkeleri görme gücünü kaybedebilecektir. Belki sonuç sağlanabilecektir ama herzaman kaliteden feda edilerek”.
İşte Tesla, kendi çalışma mantığının tersi olarak nitelediği yukardaki metodun verimsiz olduğunu bu sözlerle açıklamaktadır. Kendisi ise aklına bir fikir geldiğinde onu öncelikle hayalinde oluşturmaya başlar. İnşa sürecini zihninde değiştirir, geliştirmeleri akıldan yapar ve aracı zihninde çalıştırır.
“Türbinimi aklımda çalıştırmam ya da dükkanımda test etmem benim için kesinlikle önemsizdir. Bir farklılık yoktur, ne olursa olsun sonuçları aynıdır. Bu yolla aklıma gelen bir fikri eksiksiz ve çok hızlı bir şekilde, hiçbirşeye dokunmadan geliştirebilirim”.
Tesla, mühendislikde, elektrik ve mekanikde,sonuçların olumlu olacağını düşünmektedir. Ona göre hemen hemen hiç bir konu yoktur ki önceden düşünülerek yapılamasın; elbette yeterli teorik ve pratik bilgi varsa. Ham fikirlerin, genellikle yapıldığı gibi, pratiğe taşınmasını gereksiz yere harcanan büyük bir enerji, para ve zaman kaybı olarak görür. Tesla, küçüklüğünde yaşadığı ve sonradan da devam eden felaketin(imgelerin hayalinde canlanması), esasında kendine bahşedilen bir güçle telafi edildiğini düşünür. Bu güç, duyu organlarının uyarmasıyla birlikte anında düşünebilme ve bu doğrultuda hızla hareket edebilme kabiliyetidir.
“Bunun pratik sonucu, şimdiye kadar ancak kusurlu bir uygulaması bulunan teleautomatic (uzaktan kumada) bilimidir”. Tesla, yıllarca kendini, kendinden kontrollü otomatların (selfcontrolled automata) planlanmasına adamış ve mekanizmaların sınırlı bir derecede de olsa akıl sahibiymiş gibi hareket edebilecek şekilde üretilebileceğine inanmıştır. 20. yy a henüz girilmediği bir dönemde, bunun endüstri ve ticarette bir devrim yaratacağını görebilmiştir.
Bir kitap okudu hayatı değişti
Tesla, Karakterinin güçsüz ve zayıf olduğu, cesaretinin ve kararlılığının olmadığı, ölüm ve dinsel korkularının olduğu bir dönem yaşamıştır çocukluğunda. Batıl inançların etkisi altında olduğu bu döneminde hayaletlerden, cinlerden, v.s. korkmuştur. Sonradan, babasının kütüphanesinde yaptığı gizli okumalardan birinde eline geçen bir kitapla (Aoafi The son of Aba(Abanın oğlu) Macar yazar Josika), hayatının rotası değişmiştir.
“Bu okuma, her nasılsa irademin hareketsiz güçlerini uyandırdı ve kendi kendimi kontrol (selfcontrol) etme talimlerine başladım. Azmim önceleri Nisandaki karlar gibi eridi, ama kısa bir süre sonra güçsüzlüğümü keşfettim ve daha önce hiç bilmediğim bir memnunluk hissettim” .
Lise Yılları ve hava basınçlı silindiri
Tesla 10 yaşında liseye başlar. Bu lise yeni ve araç gereçle iyi donatılmış bir lisedir.
Fizik departmanında çeşitli elektrik ve mekaniğe ait klasik bilimsel araçların maketleri bulunmaktadır. Bu maketlerin hocalar tarafından gösterildiği ve çalıştırıldığı zamanlar Teslanın en çok ilgisini çeken anlardır. Bu araçları seyrettikçe çok güçlü bir mucit olma isteği kaplar zihnini. Aynı zamanda matematiği de sevmektedir ve akıldan yaptığı çok hızlı hesaplamalarla Profesörlerinin takdirini kazanmıştır. Ancak eliyle bu yaptığı
hesaplamaları tahtaya yazmak ya da herhangi bir model çizmeyi başarabilmek Tesla için azapdan başka bir şey değildir ve bu işi düzgünce yapabilmesi için yıllarca uğraş verilmiştir.
Okulun ikinci senesinde Teslanın en büyük hedefi hava basıncıyla sağlanabilecek sürekli bir hareket yaratabilmektir. Küçüklüğünde içi boş saplardan vakumlayarak yaptığı oyuncak tüfekler zihnini hep meşgul etmiş ve vakumun gücünü kullanmak istemiştir. Bir süre düşüncelerinde karanlıkta dolaştıktan sonra bir model geliştirmiş ve hava basıncını kullanarak bir silindirin sürekli rotasyonunu sağlamıştır.
Bu sürekli hareket onu fazlasıyla sevindirmiş ve en çok istediği “uçuş makinası”nın gücünü bu şekilde sağlayabileceğini düşünmüştür. O güne kadar, şemsiyeyle bina tepelerinden atlayıp kötü bir biçimde düşerek sürdürdüğü, cesaret kırıcı bir çok hatırası vardır. Bu rotasyonu sağladıktan sonra eksiğinin sadece bu rotasyonla çırpacak kanatlar olduğu fikrine kapılır. Sonuç, vakumlu silindir tüpün içindeki hava basıncının ona dik açıyla etki eden dış hava basıncı yüzünden sızdırması ve kuvvetsiz rotasyona neden olmasıyla başarısız olmuştur.
Carlstadtdaki Lise yılları
Okul hayatına, teyzelerinden birinin yaşadığı Hırvatistanın Carlstadt şehrindeki yüksek lisede devam etmiştir. Orada kaldığı 3 yıl aradan sonra okulu bitirmesiyle bir dönüm noktasına gelmiştir. Bugüne kadar anne ve babası oğullarının bir rahip olacağından hiç şüphe etmemektedirler. Fakat bu düşünce Tesla için büyük bir endişe kaynağıdır. Çünkü okul yıllarında özellikle çok zeki olarak nitelediği profesörünün etkisiyle elektriğe merak sarmış ve bu büyüleyici dünya hakkında daha çok şey öğrenmeyi kafasına koymuştur.
Yol ayrımı
Okulu bitip de eve döneceği sıralarda babası onu Gospicdeki salgın hastalık sebebiyle ava çağırır. Av için gittiği şehirde kendisi de hastalığa yakalanır ve 9 ay boyunca yataktan kımıldayamıyacak kadar kötü bir hastalık geçirir. Kendisi, enerjisinin tamamıyle bittiğini ve ikinci ve bu sefer galiba sonuncu defa ölümün
kapısına geldiğini düşünür. Babası onun moralini iyi tutmak için elinden geleni yapmaktadır. Ve yine oğluna moral vermek için odasına girdiği bir sırada Tesla babasına; “Belki” der “Eğer sen benim mühendislik eğitimi almama izin verirsen iyileşebilirim.” “Sen dünyadaki en iyi teknik okula gideceksin,” diye içtenlikle yanıtlar babası Teslayı. Zihninden ağır bir yükün kalkmasıyla kısa bir süre içinde ilaçlarında yardımıyla iyileşir. Herkes bu süreci şaşkınlıkla gözlemlemiştir.
Babası bu hastalığın ardından oğluna sağlıklı ve doğal bir ortamda dinlenmesi ve ekzersiz yapması için ısrar etmiştir. Doğayla baş başa geçirdiği bu dönemde Tesla gezintilerine bir çok kitap ve av takımlarıyla birlikte çıkmış, Bu dönem onun hem zihnini hem de bedenini kuvvetlendirmiştir. Gezintileri sırasında hayalinde birçok şey tasarlamıştır, fakat tasarladıkları gibi, tasarıların dayandığı kurallar da bilgi eksikliğinden dolayı hayali şeylerdir.
Akıllara Durgunluk veren Tasarılar
Bu döneme rastlayan iki tane ilginç tasarısı var Teslanın. Biri, mektup ve paketlerin denizaltına yerleştirilecek tüplerle su basıncı kullanılarak iletilmesini sağlayacak olan projesi, çok daha hayali olan diğeri ise, ekvatorun etrafına dünyaya bağlı olmadan kendiliğinden hareket eden bir halkanın inşa edilmesi ve bu halkaya istenildiği zaman dünyadan ulaşılarak, dünyanın kendi etrafında dönüşü sayesinde, trenlerin hiçbirzaman ulaşamıyacağı saatte binlerce kilometre yol alınabilmesinin sağlanması. Bunun komik bir düşünce olduğunu otobiyografisinde Tesla da belirtir ama kendisinden daha kaçık ve komik bir NewYorklu profesörden bahseder. Bu bilimadamı da atmosferdeki havayı çok sıcak olan bölgelerden ılıman olan bölgelere pompalamak niyetindedir ve bu amaç uğruna devasa büyüklükte bir araç bile yapılmıştır.
Büyük düş
Gratzdaki okulda yapılan deneylerde ilk defa “Gramme Dinamo”yu görür. Bu dinamo bir jenaratör gibi çalışmakta ve tersine çevrildiğinde de bir elektrik motoru olmaktadır. Fakat çok fazla ses ve kıvılcım çıkaran verimsiz bir motor. Bunun üzerine düşündüğünde, kendisinin bu motoru kıvılcımlar çıkartmasına sebep olan
fırçaları kullanmadan yapabileceğini iddia eder. Profesörü dersde Teslayı şöyle yanıtlar. “Bay Tesla büyük şeyler başarabilir ama kesinlikle bunu yapamıyacaktır”.
Tesla bunu yapmıştır! Gratzdaki okulu bitince 1880 de Praga gider, babasının arzusunu gerçekleştirmek için üniversite eğitimini orada tamalayacaktır. Burada yaptığı çalışmalarda henüz amacına ulaşamıyacaktır ama bu doğrultuda bir ilerleme olarak komütatörü(elektrik akımının yönünü değiştirir) makineden ayırmayı başarır.
Göethenin Faustu ve döner manyetik alanın icadı
Hayatı tekrardan kazanmıştır ve derinlerde, esasında bunun beynin kazandığı ama henüz dışa ulaşmamış bir savaş olarak görür. Ve bir hafta sonu Şehir Parkında arkadaşıyla yaptığı bir gezi sırasında Göethenin Faustunu ezberden okurken birden fikir aniden bir flaş gibi patlar beyninde. Bir sopayla kuma diyagramı çizer ve arkadaşına, kendisine bir makina kadar gerçek görünen çizimi göstererek, “bak motorumu görebiliyor musun” diye sorar. Bu plan, AC (Alternatakım) akımdan yararlanmayı sağlayacak ilk adım olmuştur. Döner manyetik alanın prensiplerini belirlemiş ve endüksiyon motorunu tasarlamıştır.
Telefon şirketindeki çalışmasına kaderin bir cilvesi olarak, teknik ressam olarak başlamıştır. Sonraları departmanın başındaki kişinin ilgisini çekmiş ve hesaplamalar, dizayn etme ve yeni makinaların yerleştirilmesinde karar verme yetkileriyle donatılmıştır. Telefon santrali çalışmaya başlayana kadar orada çalışmış ve o günün telefon teknolojisine, patentini hiç bir zaman üzerine almadığı ama onun tarafından icad edildiği bilinen araçlar yaparak katkıda bulunmuştur.
Edisonla tanışma ve büyük umutlar ülkesi “Amerika”
Nikola Tesla, 1882 yılında bir arkadaşının önerisiyle Parise, Edison şirketinin bürosuna çalışmaya gitmiştir. Burada Edisonun yakın arkadaşı ve yardımcısı Mr. Batchellor ve bir kaç amerikalıyla daha tanışır. Ancak tek tanıştığı amerikalılar değil “amerikan yaşam biçimi(american way of life)” de olmuştur.
Daha sonraları çok acı çekmesine ve delilik olarak adlandırılabilecek araştırma ve açıklamalar yapmasına sebep olacak sinir bozukluklarına sürükleyecek bu tarz o zamanlarda ona sadece komik görünür. “Amerikalılar benle çok ilgiliydiler, özellikle de bilardo oynamadaki üstünlüğümle. Bu baylara bu konudaki icadımı anlattım ve baylardan biri bana hemen bir hisse senedi(borsa) şirketi kurmayı önerdi. Bu teklbana son derece komik geldi ve ne demek istediği konusunda, bunun bir amerikan tarzı olması dışında çok küçük bir fikrim vardı” .
Tesla bu dönemde bir Almanya bir Fransa arasında gidip gelmeye başlar. Güç ünitelerinin onarımı için çalışmaktadır. 1883 yılında bir görev için gittiği Strazburgda, saatlerce çalışmanın sonunda, fırça ve komütatör kullanmaksızın ilk endüksiyon motorunu yapmayı başarır. Strazburgdaki işini başarılı bir biçimde bitirdikten ve şirketinin önemli miktarlarda para kaybetmesini önledikten sonra Parise geri döner. Edisonun arkadaşının ısrarıyla bundan sonraki çalışmalarını yürütmesi için “büyük umutların ülkesi” Amerikaya hareket eder. Hiç bir zaman para konularında başarılı olmayacak olan Teslanın New Yorka vardığında cebinde yalnızca 4 senti vardır.
Edisonla tanışmasının hayatında unutulmaz bir an olduğunu söyler. Bilimsel bir eğitim görmemiş ve Çocukluğunu bazı avantajlardan yoksun olarak geçirmiş bu harika adam onu hayrete düşürmüştür. Bu durumda olduğu halde çok şey başarmış biridir.
Kendisi, bir düzine dil üstüne çalışmış, sanat ve edebiyat dünyasına dalmış, ve en iyi yıllarını kütüphanelerde, Newtonun prensiplerinden Paul de Kockun romanlarına kadar, eline geçen hertürden kitabı okuyarak geçirmiş ve Edisonla tanıştığında da, bu adamın karşısında bütün bu yılları boşuna yaşamış olduğunu hissetmiştir. Daha sonra yavaş yavaş bu düşüncelerinden sıyrılmış aynı zamanda da yine bu dönemde yaptığı başarılı çalışmala sebebiyle Edisonun güvenini kazanmıştır.
Yüksek Frekans çalışmaları ve Tesla Coil (Tesla Bobini)
Tesla 1889un sonlarına doğru Pitsburgdan New Yorkdaki laboratuvarına döner dönmez yüksekfrekans makineleriyle(highfrequency machines) ilgili çalışmalarına kaldığı yerden devam eder. Bu keşfedilmemiş alandaki yapım aşamasının problemleri çok yeni ve pek tuhaftır.
İndükleme tipini(induction type), kusursuz sinüs dalgaları oluşturabilmekten uzak olduğu için reddeder. Sinüs dalgalarının rezonans için çok önemli olduğunu söyler. Nihayetinde, çalışmalarının sonucunda, farklı bir amaçla icad edilmiş de olsa, 1891 yılında bugün radyo, televizyon ve bilgisayar teknolojisi başta olmak üzere birçok elektronik ekipmanda kullanılan Tesla Bobinini(Tesla Coil) keşfetmeyi başarır.
Tesla Bobini, radyo frekanslarında yüzbinlerce volta varılmasını sağlayan yüksekfrekans transformatörüydü. Elektrik akımı bu aletin tepesinde sıçramalara neden oluyor ve mavi kıvılcımlar çıkartıyordu. Bu elektrik deşarjlarının bir alıcı tarafından kablosuz olarak alınabilmesi elektrik enerjinin kablosuz transferini sağlamış olacaktı. 1891 yılında Teslanın laboratuvarında yaptığı küçük makineler sadece 1015 cm lik sıçramalar(deşarjlar) meydana getirebiliyordu. 1900 yılında yaptığı daha büyük olanlarda ise 100 lerce metrelik
sıçramalar elde etmeyi başarmıştı. Söylendiğine göre, yüksek frekanslardaki elektrik akımları vücuda zarar vermeden derinin üzerinde dolaşabidiği için Teslada bu kıvılcımları parmaklarından alıp vücudunda dolaştırabilirmiş.
Tesla Bobini, onun için yepyeni bir başlangıç demekti. Bütün yaşamı boyunca düşündüğü doğal enerjinin insanlık yararına kullanılması açısından çok önemli bir adım olmuştu. Bu alet sayesinde elektirğin çok yüksek frekanslarda kablosuz olarak transferinin mümkün olacağını düşünüyordu. Ve kuracağı merkezlerle küçük bir kaynaktan yükselterek elde ettiği elektrik enerjisini (milyonlarca volt) kablosuz olarak dünyanın istediği yerindeki alıcılara ulaştırabilecekti.
Bunu yapabilmek için en iyi iletken dediği yerküreyi kullanıyordu. Bu bizim AC sisteminde evlerimizde kullandığımız topraklama gibi düşünülebilir; yerküre esasında kendisine aktarılan elektriği kaybetmez ve topraklanan akım gücünün yettiği yere kadar dalgalar halinde yayılır. Tesla, çok kuvvetli elektrik akımlarını topraklıyordu ve bu akımı başka bir akımla aynı yerden topraklayarak destekliyor ve dalgayı Kuvvetlendiriyordu. Böylece saniyede 300.000 km hızda hareket eden (ışık hızıyla aynıdır) elektrik dalgaları, dünyanın merkezinden geçerek diğer taraftan dünyanın yüzeyine çarpıyor ve tam olarak aynı noktadan geri dönüyordu.
Salıncak örneğinde olduğu gibi küçük küçük ama aynı kuvvette ittirmelerle rezonans mantığına göre yükselen salıncak gibi elektrik dalgaları da her geri gelişlerinde daha kuvvetli oluyor ve daha yükseğe sıçrayabiliyorlardı (Bu metdod 1950 yılında Ayın ve 1970 yılında Venüsün haritasının çıkarılması için de kullanılmıştır. Radar ışınları aya ve venüse gönderilerek bu ışınların geri dönüş hızlarından dünyamıza ne kadar uzakda oldukları belirlenmişti.)
Xışınları ve Röntgen cihazı
Teslanın bu aleti icat ettiği 1891 yılı onun aynı zamanda Amerikan vatandaşlığına geçtiği tarihdir. Teslanın bu dönemdeki çalışmaları değerlendirildiğinde başka bir gerçek daha ortaya çıkmıştır: 1895 yılındaki icadıyla Xışınlarının mucidi olarak bilinen Wilhelm Röntgenden 3 yıl önce Tesla bu ışınlarla deneyler yapmış ve insan vücudunun iç kısımlarına ait başarılı resimler elde etmiştir.
Kablosuz yanan ampuller ve Faradayın koltuğu
Tesla, yine aynı dönemde yaptığı laboratuvar çalışmalarında elektrodsuz vakumlanmış tüpleri odanın içinde oluşturduğu gerekli yoğunlukta elektrik alanıyla kablosuz olarak yakmayı başarmıştı. Bu deneyin halk önünde tekrarlanmasından sonra Tesla, dünyanın heryerinden çağrılar almaya başlar. Bunlardan bir tanesini değerlendirir ve 1892 yılında Londrada Elektrik Mühendisleri Enstitüsünde ders vermeye gider. Oradan Parise geçmek üzereyken Sir James Dewarın karşı konulmaz bir ısrarla Kraliyet Enstitüsünde de gösterisini tekrarlamasını ister. Burada Dewar Teslayı bir koltuğa iterek eline bir bardak viski verir ve “şimdi” der: “Faradayın sandalyesinde oturuyor ve onun içtiği viskiyi yudumluyorsun”.
New Yorkdaki laboratuvarına döndükten sonra tekrardan çalışmalarına başlar, 1895 de laboratuvarının şüpheli bir şekilde yanması bir süreliğine de olsa çalışmalarına ara ermesine neden olur. 1899 yılında ise kendisine ücretsiz enerjinin tekledildiği Colaradoya gider.
Colarado günleri, toprakdan çarpılan insanlar ve insan yapımı şimşek Tesla, dev büyüklüğe sahip bobinini kullanarak dünyadan bir iletken olarak yaralandığı ilk deneylerini burada gerçekleştirir. En önemli icadı denilebilecek “sabit karasal dalgaları (terrestrial stationary waves)” burada kullanmaya başlar. Deneyleri sırasında yerküreye elektrik verdiğinden, laboratuvarı çevresinde dolaşan insanların ayakları arasında elektrik sıçramaları meydana geldiği ve etraftaki çiftliklerde ayaklarındaki demir nallar yüzünden atların çılgına döndüğü anlatılmaktadır. Bu şehirdeki sonunu belki delice denilebilecek şekilde kendisi hazırlamış, şehrin ana jenaratörünün yanmasına sebep olmuştur.
Bir gün deneyi sırasında muazzam sıçramalar elde etmeyi başarmıştır, fakat bu sıçramalar bir süre sonra bir şimşekten çok daha korkutucu olmaya ve çıkan sesler bütün bir şehirden duyulur hale gelmiştir. En sonunda ise şehrin ana jenaratörü yanmış ve bütün bir şehir karanlıkda kalmıştır. Tesla, rezonans sayesinde kademe kademe yükseltmeyi amaçladığı sıçramaları başardığını anlasa da deneyi durdurmamış ve en son nereye kadar gidebilir diye laboratuvarının dışarısında bu büyük “canavar”ını seyre dalmıştır.
Sonuç : Bir daha kimse Teslaya ücretsiz enerji önermek gibi bir “hata”ya düşmemiştir.
Nobel Ödülü
1915 yılında kendisine Edisonla birlikte fizik dalında önerilen Nobel ödülünü geri kabul etmemiştir.
Maddi olarak çok büyük zorluk içinde olduğu halde şöyle demiştir:
“Böylesi bir ödül bir insan için çok büyük imkanlar sağlayacaktır. Bin yıl boyunca daha birçok Nobel ödülü kazananlar olacaktır. Ve benim, teknik literatürde kendi adımı taşıyan 4 düzine kağıdı dolduracak patentim var. Bunlardan sadece bir tanesini için bile, bundan sonra verilecek binlerce nobel ödüllerinin tümünü verebilirdim…”
Sibiryada yanan orman, patlayan Fransız gemisi ve Teslanın savaş teknolojileri 1915 yılında Tesla kablosuz enerji iletimiyle ilgili yaptığı açıklamalara devam etmektedir.
Bu teknolojinin aynı zamanda muazzam bir yok edici kuvveti de olabileceğini ara ara yaptığı açıklamalarda tekrarlamaktadır. Sonradan Amerikanın “Yıldız Savaşları” projesine kaynak olacak bütün savaş makinası çalışmaları ve yaptığı açıklamalar “Wardenclyff Projesi”ne desteğin çekilmesi ve kendisini sübvanse edebilecek finansör bulamamasından sonra başlamıştır.
Uzaktan kumanda teknolojisinin de mucidi olan Tesla bu yıllarda, görünmez mesafelerden kontrol edilebilen torpidolar yaptığını ama elektrik dalgalarının çok daha yıkıcı olduğunu iddia etmektedir. Bu açıklamalar yüzünden bazı olaylarda Teslanın izi aranmaktadır. 1907de elektrik sıçramasının sebep olduğu bir patlamayla batan Fransız gemisi “Iena” ve 1908de Sibiryada bulunan Tunguska nehrini çevreleyen 200250 bin hektarlık bir ormanın, 1015 megatonluk bir patlamaya eşdeğer bir patlamanın ardından yanarak yok olması… Bunlar
elbette kanıtlanmış değildir ama tam da Teslanın her türden yok edici silahı icad ettiğini söylediği yıllara rastlayan sıradışı olaylardır.
Tek kabul ettiği yardım: Emekli maaşı
Tesla 1943 yılında 87 yaşında ölmüştür. O güne kadar, biri hariç, geçimi için Westinghouse da dahil olmak üzere zengin arkadaşlarının teklettiği hiç bir yardımı kabul etmemiştir.
Bu yardımda 1936 yılında ona Yugoslavya tarafından bağlanan emekli aylığıdır. Öldüğünde yanında en sevdiği hayvanlar olan güvercinleri bulunmaktadır.
Amerikan yüksek mahkemesinin kararı: Radyonun gerçek mucidi Tesladır.
Nikola Teslanın adı Amerikan kaynaklı kitaplardan silinmiş de olsa değeri kendi ülkesinde fazlasıyla bilnmektedir ve Belgradda adına bir müze kurulmuştur. Ayrıca Westinghouse müzesinde de kendi adına bir bölüm bulunmaktadır. Niagara Şelalelerindeki su türbinlerinin orada da bir heykeli vardır. Ayrıca Amerikan adaletinin en yüksek karar mercii olan “supreme court” 1943 yılında daha önceden Marconi karşısında kaybettiği ve kendi buluşu olan Radyonun o güne değin hatalı bir biçimde Marconinin ismiyle anılmasını durduracak kararı vermiş ve Radyoyunun icadının gerçek sahibinin Tesla olduğunu söylemiştir.
Zamanın ötesindeki Bilim Adamı
Tesla, daha yaşarken efsane bir isim olmuş ve elektriğin tanrısı olarak anılmaya başlamıştır. Elektrikle istediği herşeyi yapabilen bu mucidin 700ün üzerinde patentli icadına rağmen geniş bir kesim içinse yararlı bir kaç buluşu haricinde tam bir delidir. Adının uzun bir zaman hafızalardan silinmesinin ve sadece çok küçük bir kesim içinde tanınmasının ardında ilginç iddialar yer almaktadır. Teslanın kapitalist sistemi çökertebilecek enerji teknolojisinin fazla derinlemesine araştırılması istenmemiştir ayrıca bu teknolojiyle süper güçlerin gizli
projeler yürüttüğü iddiaları araştırmaya değerdir.
• Tesla, New Yorkdaki laboratuvarında yaptığı deneylerde bir kaç kilometreden hissedilen bir deprem yaratabilmiş sıradışı bir muciddir.
• Yıllar önce kablosuz iletişim de, sadece sesin ya da yazının değil her türden görüntünün aktarılmasının mümkün olduğunu düşünebilen bir kişidir.
• Dünyanın bütün iletişimini ve en önemlisi de enerji ihtiyacını kablosuz olarak atmosferden ve yerküreden yararlanarak sağlayabileceğini iddia etmiştir.
• Uzaktan kumanda teknolojisini icad etmiş ve çok büyük kalabalıklar önünde müzesinde de görebileceğiniz ilk uzaktan kumadalı gemi maketini yüzdürmeyi başarmıştır.
• Üzerinde çalıştığı ve sürekli olarak Hertz dalgalarından çok farklı ve çok çeşitli iletişimlere imkan sağlayan değişik dalga türleri üzerine çalışmıştır.
• Milyonlarca voltluk elektrik akımlarının her tarafa sıçradığı bir odada sakince kitabını okuyabilecek kadar egemendir elektriğe…